300
serisi veya östenitik paslanmaz çelikler dünya toplam
paslanmaz çelik üretiminin yaklaşık %60 ‘ını oluştururlar.
Maksimum %0,15 karbon, minimum %16 krom ve östenitik yapıyı
çok düşük sıcaklıklardan ergime sıcaklığına kadar kararlı
kılmak amacıyla yeterli miktarda nikel ve/veya mangan
içerirler.
En çok
bilinen türü 18/8 (304 kalite) paslanmaz çelik olarak
tanınan ve %18 krom, %8 nikel içeren çeliktir. AL-6XN ve
254SMO gibi “süperöstenitik” paslanmaz çelik olarak bilinen
çelikler içerdikleri yüksek molibden (>%6) ve nitrojen
ilaveleriyle ve yüksek nikelin gösterdiği yüksek stres
korozyon direnci sayesinde çok etkin bir klorit
çekirdeklenme ve çatlama korozyonu direnci gösterirler.
“Süperöstenitik” ‘lerin yüksek alaşım içerikleri
maliyetlerinin de çok yükselmesine neden olur. Bu nedenle
tamamen aynı olmamakla birlikte benzer bir performansı, daha
düşük maliyetle ferritik veya duplex paslanmaz çelik
gruplarından da elde edilebileceği unutulmamalıdır. En
yaygın olarak bilinen östenitik kaliteler 304 ve 316 ‘dır.
Östenitik paslanmaz çelikler manyetik değildirler ve ısıl
işleme tabii tutulamazlar, süneklik özellikleri yüksektir,
haddelemeyle sertleştirilebilirler ve mükemmel bir korozyon
dayanımına, işlenebilirlik özelliğine ve kaynaklanabilirlik
özelliğine sahiptirler. Yapıları FCC ‘dir
Özellikle östenitik mikro yapının neden olduğu mükemmel bir
korozyon dayanımı, mekanik ve fiziksel özellikler ve üretim
kolaylığı gibi özelliklerinin bileşimleri nedeniyle popüler
olan 304 ve 316 kaliteler, paslanmaz çelikler arasında en
fazla tanınan kalitelerdir.
Östenitik yapı yaklaşık olarak %8–10 ‘luk bir nikel
ilavesiyle oluşur. Nikel östenitik yapıyı oluşturan tek
element değildir. Bu amaçla kullanılan diğer elementler,
mangan, nitrojen, karbon ve bakırdır.
Nikel ‘in Maliyeti ve Paslanmaz Çeliğe İlavesi:
Genelde paslanmaz çeliğin maliyeti içeriğindeki bileşen
alaşımların maliyetleriyle belirlenir. Paslanmaz çeliğin
temel bileşen ve korozyona karşı yüzeyde krom oksit tabakası
oluşturup korozyonu önlemede temel etken olan kromun
maliyeti yüksek değildir, fakat korozyon dayanımını artıran
(özellikle molibden) veya üretim kolaylığı sağlayan
(özellikle nikel) gibi elementlerin ilavesi maliyeti çok
artırır. Nikel ‘in maliyeti 2001 yılında 5.000 – 6.000 $/ton
seviyesindeydi. Mayıs 2007 ‘nin sonunda bu rakam 50.000
$/ton seviyesine yükseldi. Aynı şekilde molibden ‘in fiyatı
da 2001 yılında 8.000 $/ton seviyesindeyken şu anda 40.000
$/ton seviyesine fırlamıştır.
Bu maliyet artışları direkt olarak bu iki kalite üzerinde
etkili olmuştur: 304 (18%Cr, %8 Ni) ve 316 (%18Cr, %10 Ni,
%2 Mo). En fazla etkilenen kalite de tabii ki 316 kalite
olmuştur. Bunun yanında 2205 (%22Cr, %5Ni, %3Mo) duplex
kalite gibi yüksek oranda alaşım elementi içeren diğer
paslanmaz çelikler de etkilenmiştir. Alaşım elementlerinin
rolü esas olarak korozyon dayanımı için belli başlı
değişimleri veya mekanik ve üretim özelliklerini etkileyecek
olan mikro yapısını değiştirmektir. Korozyon dayanımını
belirlemek amacıyla kullanılan genel bir yaklaşım da
Çekirdeklenme (Çukurcuklaşma) Direnci Eşdeğer Katsayısıdır (PRE).
PRE = %Cr + 3,3xMo + 16x%N ‘dir. PRE katsayısı kalitelerin
çekirdeklenme korozyonuna karşı direncini gösterip onları bu
amaçla bir sıralamaya koymak amacıyla kullanılır. Herhangi
bir korozyona etki eden şartı ortaya koymak amacıyla
kullanılamaz. Görüldüğü üzere krom ‘un yanında molibden ve
nitrojenin de bu korozyon türüne karşı etkin bir direnç
verme özelliği vardır.
Nitrojen, molibden ve nikel ‘e oranla çok daha ucuza mal
edilebilmesine karşın çelik içindeki çözünürlüğü % 0,2 ile
sınırlı olduğu için korozyon direncine de etkisi sınırlıdır.
Çeliğin mikro yapısı ferrit oluşturucu ve östenit oluşturucu
elementleri arasındaki dengeye bağlıdır. Östenit yapıyı
oluşturucu elementler olarak, karbon, mangan, nitrojen ve
bakır elementleri nikel ‘e alternatiftir. Bütün bu
elementler nikel ‘den daha düşük maliyetlidirler. PRE
formülasyonunda görüldüğü üzere, her element farklı
şekillerde etki eder ve östenitik kalitelerde nikel ‘i
tamamen kaldırmak mümkün değildir.
Mangan, nikel kadar etkili olmasa da östenitik yapıyı
kararlı kılıcı bir elementtir ve Cr-Mn çelikleri, Cr-Ni
çeliklerine göre daha yüksek bir haddeleme sertleştirmesi
özelliğine sahiptir. PRE formülünde belirtilmese de nikel,
manganın etkisinden çok daha fazla korozyona sebep olan
şartlarda olumlu etkiye sahiptir. Ayrıca elementler arasında
da oluşan bir sinerji mevcuttur. Nitrojen östenitik yapıyı
kararlı kılmada çok etkinken, mangan ‘ın kendisi östenitik
yapıyı kararlı kılarken çelik içinde nitrojen çözülmesini de
artırıcı bir etki gösterir.
200 Serisi Paslanmaz Çeliklerin Yükselişi:
Mangan küçük ilavelerden, büyük oranda yerini almaya kadar
nikel ‘e önemli bir alternatiftir. Yüksek manganlı östenitik
çeliklerin geliştirilmesi yaklaşık olarak 60 yıl önce, nikel
fiyatlarının aşırı arttığı dönemlerde olmuştur. Bu
zamanlarda 201 ( %17 Cr, %4 Ni, %6 Mn) ve 202 (%18 Cr, %4 Ni,
%8Mn) gibi Cr-Mn-Ni kaliteler, krom-nikel kaliteleri olan
301 ve 302 ‘ye alternatif olarak AISI ‘de yerini almış ve
halen de üretilip kullanılmakta olan kalitelerdir.
Tüketimleri Cr-Ni eşdeğerleriyle karşılaştırıldığında son
dönemlerde daha düşüktür. Bu kalitelerin düşük talebinin
nedenleri şu şekilde sıralanabilir:
Yüksek haddeleme sertleştirmesi oranı (bu bazı uygulamalarda
avantaj olabilir)
Çok daha düşük yüzey kalite özellikleri bazı uygulamalar
için uygun bulunmamaktadır.
Ek üretim maliyetleri, ergitme esnasındaki yüksek refrakter
aşınması
Korozyon direnci Cr-Ni kalitelerle karşılaştırıldığında,
bazı çalışma ortamlarında daha düşüktür.
Bir başka konuda, Cr-Ni ve Cr-Mn-Ni östenitik kaliteler
manyetik değildir, hurdacılar ise hurda değerini, içerdiği
yaklaşık nikel değerine göre belirlemektedir.
Son Gelişmeler:
Son zamanlarda Cr-Mn-Ni östenitik kalitelerinin geliştiğini
görmekteyiz. En önemli gelişme Hindistan ‘da olup, mutfak
eşyaları ve pişirici ekipmanlardaki kullanımı artmaktadır.
Düşük nikel yüksek mangan kalitelerinin yüksek haddeleme
sertleştirmesi özelliğine uygun olması bu uygulamalarda
kabul edilebilir sınırlarda olup, bakır ilavesi de bu
problemi azaltmak amacıyla kullanılmaktadır. Yerel ekonomik
faktörlerden dolayı Hindistan bu uygulamalarda ki gelişme ve
üretimlerde uygun sonuçlar almaktadır. Aynı şekilde Asya
ülkeleri de bu kaliteler açısından güçlü bir piyasaya sahip
olup, son zamanlarda üretimlerini artırmışlardır. Özellikle
Çin piyasasında güçlü bir talep bulan bu kalitelerin üretimi
ve kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. Bu kalitelerin
Tayvan, Brezilya, Japonya gibi ülkelerde de üretimleri
yapılmakta olup, nikel içerikleri %1 ile %4 arasında ve
mangan içerikleri %9 ‘a kadar değişebilmektedir. Bunların
hiçbirisi henüz ASTM veya diğer uluslararası standartlarda
yer almamıştır. Düşük nikelli östenitik kalitelerin
üretimindeki artış çok hızlı seyretmektedir. 2003 yılındaki
ISSF verilerine göre bu kalitelerin üretimi 1,5 milyon tonla
toplam dünya paslanmaz çelik üretiminin %7,5 ‘ini
oluşturmaktadır. Bu kalitelerin 2004 yılı Çin ‘deki üretim
oranının %25’i olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamlar
özellikle 2006 yılından itibaren fırlayan nikel fiyatları
nedeniyle günümüzde çok daha fazla bir üretim oranını teşkil
ettiği sanılmaktadır.
Karbon
İçeriği
304 ve
316 gibi genel östenitik paslanmaz çelikler de, “L” ve “H”
olarak bilinen kontrollü düşük ve yüksek karbon içeriğiyle
üretilirler. Düşük karbon veya “L” kaliteler paslanmaz
çeliğin yüksek sıcaklıklardaki hassasiyet seviyesini
azaltmak ve korozyon oranını azaltmak için veya önlemek için
kullanılırlar. Kaynaklama veya özel uygulamalarda
karşılaşılan problemli sıcaklık aralığı 450 – 850 ºC
arasıdır. “L” kaliteler genelde, 5 mm ‘nin üzerindeki yassı
mamul kalın malzemeler şeklinde bulunur.
Yüksek
karbon, “H” kaliteleri daha yüksek mukavemet gerektiren
uygulamalarda kullanılır. “L” ve “H” kalitelerinin
birbirinin yerine kullanımı sıkça karşılaşılan bir durumdur.
“L” Kaliteler Nelerdir ve Nerelerde Kullanılır?
“L” kaliteler, orta ve büyük derecedeki malzemelerin kaynağı
da dâhil olmak üzere yüksek sıcaklık uygulamasının olduğu
yerlerde kullanılır. Düşük karbon, korozyona müsait
ortamlardaki taneler arası korozyona neden olabilecek
taneler arası karbür çökelmesini (sıkça “hassasiyet” olarak
bahsedilir) engelleyici veya geciktirici yollardan biridir.
450 – 850 ºC sıcaklık aralığında karbürlerin çökelmesinin
bir kuluçka dönemi vardır. Çökelmenin oluşabilmesi için
gerekli zaman büyük oranda karbon içeriğine bağlı olduğundan
dolayı düşük karbon içeriği bu problem karşısında dayanımı
artırır. Uygulamaları nedeniyle “L” kaliteler, plaka, saç,
boru ve sıkça yuvarlak çubuk olarak bulunur. Yüksek sıcaklık
uygulamasının veya ağır kaynak ihtiyacının olmadığı
durumlarda, “L” kaliteler genelde diğerleriyle özdeştirler.
“H” Kaliteler Nelerdir ve Nerelerde Kullanılır?
“H” Kaliteler standart kalitelerin yüksek karbonlu
sürümleridir ve özellikle yüksek sıcaklıklarda (genelde 500
ºC ‘nin üzerinde) artırılmış mukavemete sahiptirler. Uzun
dönem uygulanan yüklerle oluşan “sürünme mukavemeti”
değerleri yüksektir. “H” kaliteler esas olarak plaka ve boru
olarak üretilirler. Genelde uygulandığı kaliteler 304H ve
316H ‘ın yanında, ASTM A240/A240M ‘de tanımlandığı gibi 309,
310, 321, 347 ve 348 ‘in yüksek karbonlu sürümlerinde de
bulunur. Bu kaliteler, eğer 450 – 850 ºC sıcaklık aralığında
tutulurlarsa “hassasiyet” olarak nitelendirilen karbür
çökelmesinden çok etkilenirler. “Hassasiyet” problemi
oluşursa, normal sıcaklıktaki süneklikleri ve toklukları
düşer ve korozyon dayanımları önemli ölçüde kaybolur.
Fark Nedir?
1.
304 ve 304L
kalitelerin bileşenleri karbon içeriği haricinde eşdeğerdir.
Teorik olarak 304L kalitede nikel içeriğine maksimum %12 ‘ye
kadar izin verilirken, bu oran standart 304 kalitede
maksimum %10,5’ dir. Fakat nikel fiyatlarındaki yüksek seyir
nedeniyle genelde nikel bu iki kalite içinde alt limit olan
minimum %8,5 oranında kullanılır. Her iki kalitede de karbon
alt limiti tanımlanmamıştır. %0,02 karbon içerikli bir
malzeme hem 304 kalitenin hem de 304L kalitenin
gerekliliklerine uygundur.
2.
304H kalite
karbon içeriğinin %0,04 – 0,10 olarak sınırlandırılması
haricinde (karbon içeriğinin minimum tanımlamasına dikkat
ediniz) ve 304H kalitenin nitrojen içeriğinde standart ve
“L” kalitelerde olduğu gibi %0,1 maksimum limiti olmaması
haricinde standart 304 kalitenin kimyasal bileşenlerinden
farkı yoktur. Bunlara ilaveten, tüm östenitik “H” kaliteler
ASTM tane genişliği olarak minimum No:7 veya daha büyük tane
genişliğine sahip olmaları gerekmektedir.
3.
316, 316L
ve 316H kaliteleri arasındaki ilişki de 304 kalitede olduğu
gibidir. Bu kaliteler arasında sadece karbon içeriği,
nitrojen içeriği ve tane büyüklüğü konusunda sınırlamalar
vardır. Tablo–1 ‘de ASTM A240/A240M ‘den alınan kalitelerin
karbon içeriklerini görebilirsiniz. Özellikle boru ve tüp
şartnameleri gibi diğer bazı ürün şartnamelerinde 304L ve
316L için karbon üst limit sınırlaması maksimum %0,035 veya
%0,040 ‘dır. Şartnamelerin diğer özellikleri aynıdır.
Kalite |
UNS Numarası |
Tanımlanan Karbon İçeriği (%) |
304 |
S30400 |
Maks. 0,080 |
304L |
S30403 |
Maks. 0,030 |
304H |
S30409 |
0,040 – 0,100 |
316 |
S31600 |
Maks. 0,080 |
316L |
S31603 |
Maks. 0,030 |
316H |
S31609 |
0,040 – 0,100 |
Tablo – 1: Karbon İçeriği
Şartname Farkları (ASTM A240/A240M) |
4.
5.
Tablo – 2
‘de ASTM A240/A240M ‘den alınmış mekanik özelliklerinin
şartnamesini bulabilirsiniz. Pratik olarak, çelik
haddecileri genelde “L” kalite üretimlerinin standart kalite
gerekliliklerini karşılayacak şekilde üretmeye özen
gösterir. Örneğin, tüm 304L kalitelerin kopma ve akma
mukavemeti değerleri 205 ve 515 MPa ‘ın üzerinde olur.
Böylece standart ve “L” kalite gerekliliklerinin her ikisini
de karşılayan geniş bir piyasaya hitap eden malzemeler
üretirler.
Kalite |
UNS No |
Kopma Mukavemeti min.
(MPa) |
Akma Mukavemeti min. (MPa) |
Uzama min. (%) |
Sertlik Brinell maks.
(HRB) |
Sertlik Rockwell (HB)
maks. |
304 |
S30400 |
515 |
205 |
40 |
201 |
92 |
304L |
S30403 |
485 |
170 |
40 |
201 |
92 |
304H |
S30409 |
515 |
205 |
40 |
201 |
92 |
316 |
S31600 |
515 |
205 |
40 |
217 |
95 |
316L |
S31603 |
485 |
170 |
40 |
217 |
95 |
316H |
S31609 |
515 |
205 |
40 |
217 |
95 |
Tablo – 2: Mekanik Özellikler
Şartname Farkları (ASTM A240/A240M) |
5. Standart, “L” ve “H” kaliteler için ölçü ve
diğer gereklilikleri aynıdır.
6. Basınç kabı şartnamesi ve boru basıncı
şartnamesi gibi şartnameler her bir kalite için yüksek
sıcaklıklarda çalışılabilir basınç aralığı sınırı
getirmektedir. Bu şartnameler “L” kalitelerin 425 ºC
üzerindeki yüksek sıcaklıklarda kullanımına izin
vermemektedir. Ayrıca bu şartnameler 550 ºC üzerindeki
sıcaklıklardaki kullanımında en az %0,040 karbon içermesi
şeklinde sınırlama getirmektedir. Bu nedenle, bu
şartnameler “L” olup olmamasına bakmaksızın %0,020 karbon
içeren 304 ve 316 kalitelerin bu uygulamalarda kullanımına
izin vermemektedir. Standart ve “L” kaliteler şartnamelerde
belirtilen kimyasal bileşen ve mekanik özelliklerine uyduğu
sürece oda sıcaklığından “L” kalitelerin sınırlı sıcaklığına
kadar olan aralıkta kullanılabilir.
Basınçlı
kap şartnamesi “H” kalitelere, istenilen mukavemet
değerlerine uyduğu sürece standart kalitelerle birlikte
kullanılmasına izin vermektedir.
Alternatif Kalite Kullanımı:
Şartların gerektirdiği durumlarda standart, “L” ve “H”
kaliteler birbirlerinin yerine kullanılabilirler.
Bu durum aşağıda belirtilen şartlara bağlıdır:
o
“L”
kaliteler mekanik özelliklerinin uyması halinde ve yüksek
sıcaklık mukavemeti gerektirmeyen uygulamalarda standart
kalitelerin yerini alabilir. “L” kaliteler genelde standart
kalitelerin gerekliliklerini karşılarlar. Fakat üretici
sertifikası her bir özellik için titizlikle kontrol edilmeli
ve uygunluğu teyit edilmelidir. Üreticilerin standart kalite
siparişine karşı “L” kalite üretmesi veya vermesi çok sık
karşılaşılan bir durumdur. Pratikte şartnamelerine uygun bir
kullanım olduğu ve parça üreticisi ile son kullanıcı problem
yaşamadığı sürece herhangi bir problem olmayacaktır.
o
Standart
kaliteler, karbon içerikleri “L” kalitelerin karbon içeriği
sınırlamasına uyduğu sürece “L” kalite olarak
kullanılabilirler.
o
Özellikle
plaka, sac, boru ve çubuklarda çift sertifikalı ürün olması
gün geçtikçe artan bir uygulamadır. Bu malzemeler 304/304L
veya 316/316L kalitelere tam olarak uymaktadır. Çift
sertifikalı ürünlerin kullanımı “L” kaliteler için
kullanılırken, “H” kaliteler için böyle bir uygulama söz
konusu değildir. Eğer bir uygulama “H” kalite
gerektiriyorsa, bunun sipariş aşamasında özellikle
belirtilmesi gerekir. Standart kaliteler de, karbon içeriği
“H” kalitelerin gerekliliklerine uyduğu sürece, “H”
kaliteler yerine kullanılabilirler. Mikro yapı tane
büyüklüğü belki de fazladan yapılacak muayenelerle
karşılanabilir. Malzeme ve sertifikası “standart” olarak
belirtmesi gerekir, aksi takdirde bu malzeme “H” kalite
olarak üretilmiştir. Test sertifikasının detayları
kalitenin gerekliliklerine uyacaktır.
o
“H”
kaliteler karbon içerikleri %0,080 ‘i geçmediği ve nitrojen
içerikleri maksimum %0,10 olduğu sürece standart kaliteler
olarak 1kullanılabilir. Genelde bunu karşılar, fakat yine de
sertifikasının kontrol edilmesi gerekir